Klinik Doktorumuz
Rehberlik Hizmetlerimiz & Psikolog
Dil Terapisti
Dil ve Konuşma Terapisti, çeşitli seviyelerde konuşma, dil ve iletişim sorunları olan ya da yutma, içme ve yeme zorluğu bulunan bebek, çocuk ve yetişkinleri tedavi eder. Yarık damak, kekemelik, konuşmada gecikme ve ses bozuklukları gibi bir dizi rahatsızlığı tedavi etmek de görevleri arasındadır.
- Hastalığın türüne göre dil ve konuşma terapistinin sorumlulukları değişiklik göstermekle birlikte genel görev tanımı şu başlıklar altında toplanabilir;
- Konuşma ve iletişim zorluğunu veya bozukluğunu tanımlamak
- Problemin kaynağını tespit etmek
- Hastanın iyileşmesini sağlamak için birebir veya gruplar halinde çalışmaya uygun bir tedavi programı hazırlamak
- Doktor, fizyoterapist, öğretmen, aile üyeleri ve bakıcılar ile iletişim kurmak
- Problemin kaynağını tespit etmek
- Bireyler, gruplar veya ailelerle kontrollü terapi seansları düzenlemek
- Hastanın bakımından sorumlu olan kişiye, tedavi programının uygulanma yöntemleri konusunda bilgilendirmede bulunmak
- Tedavi programının ilerleyişini gözlemlemek
- Danışanlara işaret dili, dudak okuma ve ses iyileştirme de dahil olmak üzere daha etkili iletişim teknikleri öğretmek
- Her yaştan insanla ilişki kurmak, hastaları motive etmek ve onların güvenlerini kazanmak
- Hasta bilgileri ve vaka notlarını kaydetmek
Montessori Eğitimi
İtalya’nın ilk kadın doktoru olan Dr. Maria Montessori tarafından geliştirilmiş. 1870 yılında doğan Dr. Maria Montessori, çeşitli ülkelerin eğitim sistemini ve çocuklarını incelemiş ve yaptığı çalışmalarla 1900′lü yıllarda etkisini gösterecek olan yöntemi geliştirmiş.
- Avrupa ama özellikle Amerika’da yaygın olan Montessori eğitim yöntemi – klasik eğitimden farklı olarak – sözlü eğitimden ziyade özel tasarlanmış araçların ve oyuncakların eğitimde daha etkin olduğuna inanır. Klasik sistemle tek ortak yanı okul öncesi eğitimin önemli olduğunu savunması
- Bir insanın en iyi konuşabildiği dil çocukluğunda öğrendiği dildir üstelik kimse ona öğretmemişken!’ diyerek çocuklukta alınan doğru eğitimin hayatta nasıl etkin olduğunu anlatıyor
- Montessori Yöntemi nedir?
- “Today is the tomorrow we worried about yesterday” (Bugün endişe duyduğumuz dünün yarınıdır).Eğer bugün kendimizi iyi hissedersek, yarına iyi başlayacağız. Dolayısıyla çocukluğunda mutlu olan çocuk bu mutluluğu gençliğine, ergenliğine ve olgunluğuna taşıyacaktır. O yüzden çocuklarımıza bir yandan eğitim verirken bir yandan da mutluluklarını sağlamalıyız
- Bu anlamda yöntem sadece akademik eğitimi değil çocuğun tüm gelişiminde etkin her unsuru ele alıyor. Çocuğun ihtiyacı olan gerçek bir özgüven, sağlıklı bir hayal gücü, öğrenme isteği, bağımsızlık, muhakeme gücü ve karar alma yeteneklerinin gelişmesidir. . Böylece gerçek hayatı daha donanımlı karşılayacaktır. Bu yüzden de bu eğitim sisteminde sınıf düzeni ve materyalleri ilk anda farklı gelebilir.
- Kişilleştirilmiş eğitim: Sınıf düzeni ile her çocuğa aynı seviyede eğitimden ziyade her çocuğun kapasitesinin ve ilgisinin şekillendirdiği eğitimi öngörmektedir. Konsantrasyonu yüksek olan çocukla ilgisi dağınık çocuğa verilecek ortak eğitim ikisini de yoracağı gibi başarılı bir sonuç da getiremez. Kişileştirilmiş eğitim çocukta özgüvenin artmasına olanak verir.
- Çok dilli eğitim: Türkçenin yanında İngilizceyi, ana dili İngilizce olan başka bir öğretmenle pratik yapması çocuğun ‘gerçek’ dil eğitimi alıyor olmasını sağlar. Kaldı ki iki kültürü ayni anda yaşıyor olması özellikle günümüzün global dünyasında çok önemli. Çok dilli eğitim, çocuğa değişik bakış açılarını, saygıyı ve toleransı öğrenmesini amaçlıyor
- Öğretmenlerin tutumu: Çocuğa seçme şansı veren, sadece kendisine değil diğer insanlara ve çevreye/doğaya önem vermesini isteyen eğitim sistemi öğretmenlerini de ona göre seçmeye özen gösteriyor. “Bir eğitimin başarı kriteri, çocuğun ne kadar mutlu olduğudur’ şeklinde özetliyor Montessori.bulunmaz. Ağaç dalları, tahta, pamuk, yün gibi doğal maddelerle oyuncaklar icat edilir. Bu icat etme, el becerisini geliştirmeye yöneliktir. Öğrencileri tahta oyma, heykel yapma gibi güzel sanatlar dallarına da yaklaştırır.
Waldorf Eğitimi
Waldorf Eğitim Sistemi'nde 'her şeyi kendi zamanında yapma' fikri ön plandadır. Çocukların okul yaşının takvime göre belirlenmesinin yanlış olduğu ve çocuklar için önemli olanın bireysel gelişim olduğu savunulur. Çocuklar, ezber ve baskıdan kurtulup doğayla iç içe, ritmik ve gündelik yaşam içerisinde bir öğrenme süreci geçirmelidir. Bu baskıyı ortadan kaldırmak için de Waldorf yaklaşımında not sistemi, sınıfta kalma, ödev gibi uygulamalar bulunmaz. Oyunlarla harmanlanmış, çocuğun ilgisini canlı tutacak, eğlenceli dersler eşliğinde önce yazma, sonra okuma öğrenilir. Bu aşamada öğretmenlere düşen görev de özgür insanlar yetiştirmek, öğretmenliği bir meslekten çok sanat gibi görmek düşer. Waldorf sisteminde öğretmenler, öğrencilerle ruhsal iletişim kuran, çocukların hayal güçlerini zorlayan ve duygusal zekayı ön planda tutan eğitimciler olmalıdır.
- Waldorf sisteminde bir diğer önemli nokta da tamamen doğa ile iç içe bir yaşamı tercih etmesidir. Öğrenciler, belirli bir yaşa kadar teknolojiden uzak; yalnızca doğal araçlarla ilişki kurarlar. Sınıflarda plastik oyuncak bulunmaz. Ağaç dalları, tahta, pamuk, yün gibi doğal maddelerle oyuncaklar icat edilir. Bu icat etme, el becerisini geliştirmeye yöneliktir. Öğrencileri tahta oyma, heykel yapma gibi güzel sanatlar dallarına da yaklaştırır